12 Eylül mağduru Ali Kırtepe, 12 Eylül'de yaşadıklarını anlatarak, “1980 ihtilali, 100 yaşına kadar da yaşasak bizim aklımızdan çıkmayacak” dedi.
12 Eylül 1980 darbesinin 44. yıl dönümünde İhlas Haber Ajansına yaşadıklarını anlatan 12 Eylül mağduru Ali Kırtepe, 12 Eylül'de çok fazla iftiraya maruz kaldıklarını söyledi.
12 Eylül'ün 100 yıl geçse de akıllarından çıkmayacağını, çok büyük acılar yaşadığını ve kötü günler geçirdiklerini ifade eden Kırtepe, “12 Eylül 1980 bizim gibi gençleri o gün ki şartlarda suçlu ya da suçsuz olduğuna bakılmadan yakalayıp, psikolojik işkencelere ve geriye dönülmez bir rahatsızlığa elverecek şekilde acılar yaşattı.
Tabi ki o dönemde bizde ufak bir taş medreseli olarak bizde yakalandık. Askeri mahkemede yargılanmadım. Sivil mahkemede yargılandığımdan dolayı bir kurtuluşumuz oldu.
Biz o dönemde birçok iftiraya maruz kaldık. O gün için biz 16-17 yaşında bir genç olarak Kenan Evren Paşa'yı nereden tanıyabilirdik? O dönem bizim onunla alakalı olumlu, olumsuz yönde konuştuğumuza dair iftiralar atıldı.
Mahallede bizim gibi gençlerin o dönemde camiden başka oruç tutmaya teşvik etmekten başka dürüstlükten başka gayesi olmadı. Ülkücü olmak dürüst olmak demektir.
Ülkücülük bizim kafamızda tasarladığımız şekilde tam olarak budur. Biz bunları yaşadık. Dürüst olduk, namuslu ve şerefli olduk. Yaşanması gerekiyormuş yaşadık. 1980 ihtilali 100 yaşına kadar da yaşasak bizim aklımızdan çıkmayacak, çok büyük acılar yaşadığımız, kötü günler yaşadığımız bir anı” ifadelerini kullandı.
“Allah bir daha 12 Eylül'ü yaşatması”
12 Eylül'de insanların tavırlarının kendilerine psikolojik bir işkence olduğunu dile getiren Kırtepe, “Dışarıdaki insanlar cezaevindeki insanların durumunu bilmediğinden bize bir suçlu muamelesi gibi vatan haini gibi tavırlarda bulundular. Bize çok yakın görünen insanlar çok tepki vererek, Allah'ın selamını kestiler. İnsanların bize karşı olan tavırları bana göre psikolojik bir işkenceydi.
Bir İmam-Hatip mezunu olarak bizim ne gayemiz olabilir ki? Maddi olarak bizim hiçbir beklentimiz yoktu. Bizim derdimiz vatan ve bayraktı.
Çok kötü günler yaşadık. Daha sonraki zamanlarda afla dışarı çıkan arkadaşlar, zannettiler ki 1980 öncesi duruyor. Halbuki 80 öncesi yok olmuştu.
Bunu zamanla onlarda anladı. Biz ülkücü doğduk, ülkücü olarak da öleceğiz. Bizim meselemiz budur. Allah bir daha 12 Eylül'ü, 80 ihtilalini bu ülkeye yaşatmasın. Türkiye'deki ihtilallerin en büyüğü 80 ihtilalidir” şeklinde konuştu.