• BIST 9977.94
    • Altın 3091.272
    • Dolar 35.4118
    • Euro 36.3931

      Hamas zaferi

      Refik Tuzcuoğlu

      Bazı zaferler vardır, yüreğinizde derin bir sancı bırakır.

      Bazı zaferler vardır, hüznü sevince galip gelir.

      Bazı zaferler vardır, bir yanınız sürekli tüten bir yangındır. 

      Bazı zaferler vardır, kazandırdığı anlam zaferin kendinden daha büyüktür.

      Gazze için İsrail ile yapılan ateşkes gündemini yazmak için oturduğumda kalemimden ilk bu cümleler döküldü. 

      Osmanlı Sultanı I. Murad Hüdavendigar’ı hatırladım. 

      I. Kosova Savaşı’nda Osmanlı’yı Balkanlardan atmayı planlayan Haçlılara karşı büyük bir zafer kazanmıştı. Stratejik sonuçlar üretecek önemli bir savaştı. Sultan gece ellerini dua etmek için açtığında, “Şehadeti karşılığında milletine zafer lütfetmesini” Yüce Mevla’dan niyaz etti. Ertesi gün zaferi gördükten sonra harp sahasında gezerken Sırp Obilic tarafından şehit edildi. 

      Sonra Çanakkale’yi hatırladım. 

      Dönemin süper devletlerinden oluşan (Düvel-i Muazzama-Great Powers) ittifaka karşı kazanılmış bir büyük zaferdi o da. Öyle ise niçin her hatırladığımda yüreğim hüzne gark olur? Niçin zafer için yapılan o fedakârlıklar, o kahraman insan hikâyeleri ince ince içimize işler? Niçin sol böğrümüzde halen kanayan bir yara gibidir? Bazı zaferler böyledir işte.

      Gazze ateşkesi de böyle bir hissiyat uyandırdı bende. Filistinli Müslümanlar için bir zafer diyebilir miyiz? 

      Evet diyebiliriz. Ama hüznü ağır basan bir zafer. 

      Bir avuç mücahidin destansı mücadelesi. Siyonist emellere canı pahasına direnen kimsesiz, sahipsiz bir halk. 13 bin 300’ü aşkın çocuk öldürüldü İsrail katliamlarında. 

      Suriye’de zalim Esed’in bombardımanında yaralanan 3-4 yaşlarında bir çocuk öleceğini anladığında; “Gidince sizi Allah’a şikâyet edeceğim” demişti. Halen bu sözün tesirinden çıkamam. Gazze’de kaç bin günahsız çocuğun şikâyeti Hakk katına ulaşmıştır kim bilir. 

      İsrail katliamlarında 46 bini aşan kaybın çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Ekranlara yansıyan o katliam görüntüleri yok mu? Taş olsa yumuşar. Çağdaş Siyonist ittifakın nasıl bir ruh kirliliğinde yüzdüğünü tahayyül edin. 

      Ateşkes Gazze için bir zafer. Ancak nihai barışın anahtarı değil şimdilik. İsrail’in ne zaman yeni bir vahşet dalgasına soyunacağı belli olmaz. Nitekim daha ilk günden İsrail’in yeni katliam haberleri düştü medyaya. Hükümette yapılan ateşkesin krize yol açtığı görülüyor.

      İsrail, 15 aydır sürdürdüğü Gazze saldırısında ne elde etti? 

      Görünürde sayılacak pek bir şey yok. 

      İsrailli gurbetçi tarihçi Ilan Papee, 7 Ekim’de başlayan olaylara dair yaptığı açıklamada; “Siyonizmin çöküşüyle sonuçlanması muhtemel bir sürecin başlangıcına tanıklık ediyoruz” diyor.

      İsrail’in son yıllarda uluslararası toplumda kaybettiği itibar Papee’nin öngörüsünü doğrular nitelikte. Artık İsrailli olmak uluslararası camiada ayrıcalıklı değil. İsrail müstemlekesi refleksini gösteren Almanya’da dahi yükselen itirazlar görülüyor. ABD Dışişleri Bakanı Blinken gittiği gezilerde protestolarla karşılanıyor. “Katliamın kan izlerinin eline bulaştığı” suçlamalarına muhatap kalıyor. Türkiye’de Hamas’ı terör örgütü olmakla suçlayıp İsrail katliamlarına meşruiyet davetiyesi çıkaranlara duyurulur. Sizin elinizde de mazlumların kan izi olduğunu hiç düşündünüz mü?

      Hiçbir siyasi ve askeri stratejik hedefe ulaşamayan İsrail, Gazze’yi Filistinsizleştirme politikasını başaramadı. Gazze diye bir şehir neredeyse kalmadı. Yerle yeksan edilen şehirde, İsrail’in katliamlarına rağmen halk Gazze’yi terk etmedi. Bu, tarihte hiçbir millette kolay kolay görülemeyecek bir mücadele azmi. O sebeple İsrail merkezli yayın yapan Haaretz Gazetesi; “Hamas’ın yenilmediğini” açıkça duyurdu. 

      İsrail hükümetinin savaş suçu işlediğine dair Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı karar önemli sonuçlar üretecek. O da İsrail hanesine yazılan bir kayıp.

      İsrail toplumunun, direnç katsayısı, Filistinlilere göre oldukça düşük. Sürekli siren sesleri altında sığınaklara koşan İsraillilerin psikolojik durumları iyi değil. Askerler çatışmaya girmek istemiyor. İsrailli ölen ve yaralanan asker sayıları açıklanan rakamların çok üstünde. 

      Hamas açısından bakıldığında ise, İsrail merkezli katliamlarda çok büyük acılar yaşadı. Hamas, Haniye ve Sinvar gibi iki liderini kaybetti. Ancak direniş hiçbir zaman çökmedi. Antony Blinken’e göre kaybedilen savaşçıların yerine daha fazlası katılıyor. 

      Hamas bu yüksek motivasyonu nasıl koruyor? 

      Elbette yüksek bir inanç ve maneviyatla. Savaşın yıktığı binaların arasında çocuklara Kur’an eğitimini ihmal etmeyen bir idrak yaşatılıyor. Yahya Sinvar şehit olduğunda oruçluydu. Muharebelere bizzat katılıyordu. İsrail’in dünyanın en gelişmiş askeri teknolojisi Hamas’ın cennet tutkulu mücahitlerinin cesareti karşısında çaresiz kalıyor. 

      Filistin’de yaşananlar, Türk kurmay tecrübesinin söylediği bir hakikati doğruluyor. Kabzayı tutan bilekte cesaret, yürekte iman yoksa silahın yapacağı bir şey olmaz. 

      Dualarımız Filistin’in huzura kavuşacağı günler için. 

      Bu yazı toplam 203 defa okunmuştur.
      • Yorumlar 0
      Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
      Yazarın Diğer Yazıları
      Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
      Tel : 0000 000 00 00