• BIST 9380.95
    • Altın 3957.954
    • Dolar 37.9013
    • Euro 42.9351

      Ölme eşeğim ölme!

      Refik Tuzcuoğlu

      REFİK TUZCUOĞLU

      Memlekette büyük bir kıtlık olmuş. Haliyle mahsul çok az. Kış gelmiş kapıya dayanmış. Ambarında yeterli arpası olmayan Nasrettin Hoca eşeğine durumu anlatmış:

      “Bundan sonra daha az arpa yemek zorundasın” demiş.

      Böylece her gün verdiği arpanın miktarını azaltmış. Bir taraftan da;

      “Ölme eşeğim ölme! Bahar gelecek, yoncalar bitecek” dermiş.

      Ancak eşek gün geçtikçe zayıflamış, bir deri bir kemik kalmış. Bir sabah Nasrettin Hoca ahırda eşeğini ölü bulmuş.

      “Vah eşeğim vah! Kış geçecek, bahar gelecek, yoncalar bitecekti. Tam da tasarrufa alışmıştın, şimdi yoncanın hasretiyle göçtün” diye kendi kendine dövünmüş.

      Bu fıkra şimdilik burada dursun.

      Dün, kamuoyu araştırmalarında başarılı çalışmalar yürüten iki dostum ile uzunca sohbet ettik.

      Biri, BETİMAR Araştırma Başkanı Gürkan Duman Bey.

      Diğeri ise HBS Araştırma Başkanı Mustafa Öztürk Bey.

      Her ikisi de CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını belirleme süreci üzerine bir siyasi gündem araştırması yapmış. Detaylarını incelediğimde her iki araştırma kuruluşunun da birbirine yakın sonuçlar elde ettiğini gördüm.

      Gerek şahsi gözlemlerim gerekse araştırma sonuçlarından ulaştığım kanaat şudur:

      “CHP yönetimi, AK Parti’nin iktidar olmasını istemiyor tamam ama, kendisi de iktidar olmak istemiyor.”

      Ne alaka? diyeceksiniz. İzah edince hak vereceğinizi zannediyorum.

      Her iki araştırmacının raporunda da halk, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Ekrem İmamoğlu’ndan ziyade Mansur Yavaş’ı görmek istiyor. Her iki araştırmada da Mansur Yavaş’ın halk desteği İmamoğlu’na göre daha yüksek.

      Şimdi böyle bir ahvalde CHP’nin ne yapmasını beklersiniz? Elbette halk desteği fazla olanla yürümesi gerekmez mi? Eğer seçimde iddialı olmak gibi bir hedefi varsa böyle yapması beklenir. Oysa CHP yönetimi, halk desteği daha düşük olan adayla yürümek için binbir parende atıyor. Kongre sürecinde belirleyici olan İmamoğlu, Özgür Özel’i de manipüle ederek kendisinin bir an evvel aday olarak ilanını istiyor. “Ön seçim sonuçları ve örgütün eğilimine göre hareket edeceğiz” söylemi tiyatrodan ibaret. O sandıktan İmamoğlu’nun çıkacağını kör kadı bile görür.

      Yanlışlar silsilesi en baştan başlıyor. Gömleğin düğmesi ilk baştan yanlış ilikleniyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı tarih 2028 yılı. Erken seçim gibi bir ihtimal şimdilik görülmüyor. Cumhur İttifakı’nın seçimle ilgili duruşu belli. Öyleyse CHP’nin şimdiden aday belirleme telaşına nasıl bir anlam biçilmeli? Dereyi görmeden paçayı sıvamak nedir? Dışardan baktığında vatandaşın gördüğü tablo bu. Nitekim CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday belirleme sürecine yönelik eleştirisi tam da bu minvaldeydi.

      Önceki gün, Özgür Özel’in başkanlığında kurulan üçlü masanın maksadı gayet açık. Her ne kadar birlik beraberlik görüntüsü verilmek istense de... Bendeniz toplantının adını koymuş olayım; “Mansur Yavaş’ı ikna toplantısı”.

      Peki Mansur Yavaş ikna oldu mu?

      Hayır olmadı. Ön seçime katılmayacağını açıklayarak, süreci onaylamadığını ilan etmiş oldu.

      CHP bu masa diplomasisini gözden geçirmeli bence. 2023 seçiminde bir hayli tecrübe kazanmış olmalıydı. Orada da Kemal Kılıçdaroğlu; “Yine Baharlar Gelecek” sloganını kullanmıştı. Nasrettin Hoca misali seçim başarılı olamadı. Yani kış mevsiminden bahara ulaşılamadı.

      CHP’nin İmamoğlu ısrarı, bugün ön seçime katılmama tepkisini ortaya koyan Mansur Yavaş’ı yarın başka bir siyasi duruşa iter mi? Kritik soru bu. Onu da zaman gösterecek.

      CHP, yanlış politikaları sebebiyle uzun yıllar boyunca iktidar olamadı. Şimdi de vakitsiz öten horoz misali; “Ekrem İmamoğlu mu yoksa Mansur Yavaş mı?” kıskacında gereksiz tartışmalara enerji harcıyor.

      CHP bu çalkantılarla boğuşurken dünya yeni bir oluşum içinde. Türkiye kaynayan bir kazanın tam ortasında. Burada muhalefete düşen siyasete yeni perspektifler açabilmek. Şimdilik bunun çok uzağındalar.

      Trump sonrası dünya sürprizlerle karşı karşıya. Örneğin, AB nasıl bir istikamet belirleyecek belli değil. Dünyada ve bölgemizde gerilimin tırmandığı bir ortamda savunma sanayi politikalarımız nasıl olmalı? Saflar yeniden harmanlanırken yeni Ortadoğu vizyonumuz nasıl şekillenmeli? Ekonomik krizle mücadele ve enflasyon politikalarına yönelik somut öneriler neler olmalı? Ve dahası… Nitelikli bir muhalefet bu konulara yönelik samimi, somut ayağı yere basan önerileri sunmalı. İktidarın yaptığı her işe karşı çıkıp, tenkit yerine, teklif getiren bir düzey yakalanmalı.

      “CHP iktidar olmak istemiyor” sözüm anlam kazanmış olmalı. Nasrettin Hoca ile yazıya başladığım alıntı da anlamını bulmuştur sanırım. “Ölme eşeğim ölme ki, bir gün iktidar olasın”.

      Bu yazı toplam 1793 defa okunmuştur.
      • Yorumlar 0
      Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
      Yazarın Diğer Yazıları
      Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Kayseri News | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
      Tel : 0000 000 00 00